Bugün işimi bitirmiş, aracın beni alıp eve götürmesini bekliyordum. O sırada da yarınki işleri şimdiden yapıp bekleyen günü biraz daha rahat geçirmeye çalışmakla meşguldüm. Derken telefon çaldı ve “Araç hazır” dendi. Ayağa kalktım, bilgisayarımı kapatıp masamı topladım. Televizyonu kapatmak için elime kumandayı aldım ve kafamı çevirdim. O sırada bir alt yazı gördüm, “Gazanfer Özcan vefat etti…”
Böylece Türk tiyatrosunun yaşayan efsanelerinden birinin daha bu dünyadan göç ettiğini duymuş oldum. Üzüntüm büyük. Gerçek bir sanatçı, gerçek bir oyuncu, gerçek bir usta kaybettik çünkü. Kim kaldı ki ustalardan, ya da kalanlara gerekli değeri veriyor muyuz?
Münir Özkul ne yapıyor, ne durumda? Erol Günaydın’ı gerçi Disko Kralı’nda görüyoruz ama o ne durumda. Maddi ve manevi olarak mutlu mu? Aklıma ilk gelenler bunlar…
Gazanfer Özcan son ana kadar hayatını adadığı mesleği yapma şansına erişti. Hayat arkadaşı Gönül Ülkü ise 2002 yılından beri hasta. Gazanfer Özcan da karısına bakabilmek, tedavisini karşılayabilmek ve evin geçimini sağlamak için yatağa düşecek duruma gelene kadar Avrupa Yakası’nda sevenlerinin karşısına çıktı.
Şimdi artık geride, filmleri, tiyatro oyunlarından fotoğrafları, video kayıtları, oynadığı dizi filmlerinin bantları kaldı. Eminim, benim gibi birçok kişi onun gidişine üzülmüştür.
Televizyonlarda boy gösteren, oyuncudan çok şişme kadın ve erkeğe benzeyen birçok seviyesizi gördükçe, en ufak eğitim alma ihtiyacı duymadan kendini beyaz perdeye ve sihirli ekrana atanları gördükçe, sırf dışına bakarak onlara rol veren yapımcıları gördükçe Gazanfer Özcan’ı ve onun gibileri özlemeye devam edeceğiz.
Güle güle Gazanfer Özcan ve bize yaşattığın her şey için çok teşekkür ederim…
Yorum ekle