Listen Radio Groove Mix

Erkeklerin Mango kabusu

 

Sevgilisi ya da eşi olan her genç ya genç üstü erkeğin başına gelen en büyük kabuslardan biridir Mango. O özellikle 25-40 yaş arası kadınlar için bir fenomendir. Her erkek, sevgilisinin üzerine giydiği body, kazak, elbise, bluz vb. kıyafetlerde mutlaka MNG logosunu görmüştür. Özellikle sevişme fasıllarından sonra her zaman karşımıza çıkar bu güzel logo.

Elbette Mango’nun en zararsız olduğu pozisyon yukarıda bahsettiğim durumdur. Peki Mango bir erkeğin ne zaman kabusu olur?

Cevap basit: Bir alışveriş merkezinde ya da herhangi bir yerde olan Mango mağazasında.

Sevgilinizle güzel bir hafta sonu geçirmek için çıkarsınız. Sinema, yemek, vesaire gibi aktiviteler yapmak istersiniz. Bunun içinde genelde alışveriş merkezlerine ya da yoğunluğun yaşandığı caddeleri tercih edersiniz. Ama mutlaka yol üzerinde bir Mango karşınıza çıkar.

Mango

Bir anda ne olduğunu anlamadan kendinizi Mango’da bulursunuz. İçerisinde sizinle aynı kaderi paylaşan bir sürü erkekle birlikte… Sevgilinizin ya da eşinizin çantası nasıl olduğunu anlamaya fırsat kalmadan elinize tutuşturulur. Ondan sonrası yaklaşık 2 saat ayakta ya da koltuk varsa (bazı mağazalarda var) oturarak geçer. Arada tabi kalkıp olmuş ya da olmamış faslı da vardır.

Genelde 10-15 deneme yapan sevgiliniz ne alacağına bir türlü karar veremez. İki saat sonunda 1-2 parça bir şey ya alır, ya almaz. Sonra ödeme kuyruğuna girersiniz. İlişkinizin durumuna göre hesap size girer ya da girmez. Bu sizden çok beraber olduğunuz kadının tavrıyla alakalı bir durumdur. Siz ne kadar ben yanımdaki kadına para harcatmam tarzı bir adam olursanız olun, karşınızdaki kadın karakterli ve iş güç sahibi bir hatunsa asla size şahsi özel ihtiyaçlarını ödetmez. Ödetiyorsa da sizi paranız için seviyordur, kaçın!

Sonuç olarak bir erkeğin en son düşmek istediği yer Mango mağazalarıdır. Ama bir kadının kendini en mutlu hissettiği yerdir. Ne yaparsak yapalım, biz erkeklerin kaderi, Mango’da ya da tuvalet önünde beklemektir ve bu asla değişmeyecektir. Ve bunu hak eden bir kadın için bekleyen bir erkek olmak yine de bu hayatta güzel olan faaliyetlerden biridir.

Hayatınızda her zaman Mango olması dileğiyle…

Alp…

15 yorum

Bir Yorum Yazın

  • Katılmıyorum efendim! Tabii ki böyle kızlar var. Ama gel gör ki, sevgilileriyle alışverişe çıkmayı sevmeyen, alışverişe yalnız ya da kız arkadaşlarıyla giden birçok kişi var. Misal ben! 🙂 Gerçi alışverişe (Mango diye kısıtlama yapmak istemedim ama alışveriş tutkunu olan genç kızlarımız Mango’ya sevgilileriyle girmeye bayılıyor, gördüm, duydum, çok şükür yaşamadım) yalnız çıkmaktan hoşlanmamın bir nedeni de yanımda sevgilimi çanta gibi taşımak istemememdir. Lakin hemcinslerimle çıktığımda da kısa sürede işimi hallederim. (Referanslarım var, Kübra Hanım gibi :P)
    Uzatmayayım, ne yazık ki yazınızda bahsettiğiniz kızlardan çok fazla var. Bizim gibi kızlarla birlikte olan erkekler değerimizi bilsinler diyorum.

  • 🙂 Demek ki ben haklıyım. Ve de demek ki, senin gibi kızlarda varmış. O zaman ben buradan 1 tane sipariş veriyorum…

    Ama ben sevgilimle gezip tozmaktan, onun yanında beraber seçmekten ve o bir şeyler alırken mutlu oluyorsa onu izlemekten keyif duyan erkeklerdenim.

    Demek ki hatun milleti, bizim gibi erkeklerin de değerini bilmeli…

  • MNG’de manitayı sap gibi beklemek erkeğin kaderinde olsa gerek. Gerçi beklemek erkeğin kaderinde. Bar restoran wc leri önünde oluşan uzun manita bekleme kuyruklarını saymıyorum.
    Erkek yaşamında kadınlarla birlikte geçen 3 dönem vardır. Çocuk-anne, ergen-manita, karı koca. Farklı kadınlarla geçen bu üç dönemde de sonuç aynıdır; beklersiniz.
    Senin anlattığın bu olay 2. döneme denk geliyor. Manita-ergen dönemi… Bir de bundan daha beter dönemlerde beklemek vardır ki aman allahım…
    Anne-Çocuk dönemi: Pazarda doncu-sütyenci nin önünde beklemek. Utanç vericidir. Seçimler uzun, süreç kıvrandırıcıdır.
    Karı-Koca dönemi: Migros’ta orkid reyonunun önünde beklemek. Azap verir. Gece, gündüz, günlük, anne-kız paket seçenekleri arasında gider gelirsiniz. Üstelik bu her ay tekrarlanır. Migros arabasının arkasında mal modundasınızdır. Al çık işte bir paket kadın.
    Sözün özü Alp, sen MNG’ye şükret bacım!

  • Ben o yüzden her şeyimi netten satın alıyorum valla. Demek ki, evlenince de Victoria Secret ya da Agent Provocateur’un sitesine abone olacağız.

    Ya da ucuz takılmak istersek, Penti vesaire… Şaka bir yana yine de insanın hayatında bekleyecek biri olması da güzel…

  • Hmm. Alp senin gibi düşünen biri görmemiştim hiç. Bu arada Serhat K’nın yazdıkları bana birşey hatırlattı. Büyük marketlerde sıkılmadan saatlerini geçiren bir sevgilim vardı. Bitmezdi alışverişi bir türlü. Bütün reyonları 2-3 kez gezerdi. Gittiğimiz yerlerin Carrefour bazında yerler olduğunu düşünürsek kaç saatim o reyonlar arasonda geçti aklıma geldikçe içim sıkılıyor. Hangi marka pirinç iyidir, kahvaltılıklardan hangisi daha sağlıklıdır, sütü yarım yağlı mı tam yağlı mı almalı, şeker toz mu olsun küp mü… Aaaah ah…
    Böyle erkekler de var evet. 🙂

  • Senin bu yazdıkların da bana annemi hatırlattı. Annem de nerede ne ucuzsa bilir, takip eder ve oradan alır.

    Örneğin, eti başka, sütü başka, tavuğu başka, deterjanı başka, limonu başka marketten alır ve hepsinin fiyatlarını ezbere bilir.

    Benim alışverişimse fiyat etiketlerini geçerek olur genelde, girdiğim gibi çıkmaya çalışırım. Canım ne çekerse de sepete koyarım. O yüzden artık alışverişe çıkmıyorum.

    Ama evet sevgilimle gezmek, tozmak, onunla vakit geçirmek, yemek yemek, leblebi kavurmak, o yemek yaparken yardım etmek, o kendine bir şey alacağında ona eşlik etmek, motorla gezmek ve rüzgarı hissetmek hoşuma gider.

    Tabi gerçekten sevdiğimse…

    Fakat, süpermarket alışverişlerini ayrı bir köşeye ayırıyorum. Çünkü ben alışverişi sevmem ve anlamam. Yapmak istediğim tek şey orada arabayı sürmektir. Onu da keyifle yaparım…

  • Alp, erkeği bitiren en büyük icattır o alışveriş arabaları. Bu yüzden mucidinin kadın olduğunu düşünüyorum. Yelkenlerin suya indiği an alışveriş arabasının arkasına geçilen o saniyelerdir. Çocukluktan, hatta bebeklikten bilinç altında kalma bir tutkudur. Dikkat et, yolda yürürken, 2-3 yaşındaki çocuğunu dolaştırmaya çıkarmış birini görürsen, çocuk erkekse ve ayakta ise kesin bebek arabasını sürmeye çalışıyordur. Neden, çünkü annenin bebeği en büyük oyalama taktiğidir. Gel zaman git zaman bebek büyür, manita edinir. Bebek arabasının arkasından, migros arabasının arkasına terfi eder. Başrolde ise bir başkası olsa da gene kadın vardır. İşte Alp, makus talihin maalesef ki düzelmeyecek ve sen bunun farkına gene maalesef ki varamayacaksın. Çünkü kadınlar zeki, bizler avanağızdır*.

    *Avanak: Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen, aptal, bön. TDK Büyük Sözlüğü

  • Hmmmm,

    Ben henüz bebek arabası evresine geçiş yapamadım. Aslına bakarsan o saffaya ulaşacağımı da sanmıyorum.

    Süpermarkette arabayla gezmek ise bende farklı bir etki yaratıyor. Özellikle böyle dar alanlarda sıyrıla sıyrıla geçmeye bayılıyorum. Değişik manevralar deniyorum ve güzel bir dönüş yaptığımda mutlu oluyorum.

    Elbette hayatım boyunca evlenirsem vesaire o arabayı ben iteceğim biliyorum. Bebeği de ben iteceğim. Kısaca hep iteceğim…. Demek ki hayat itmekten ibaret…

  • Zeynep arkadaşıma şiddetle katılıyorum! Ben şahsen bizzat kendim ya alışverişi kısa tutan kız arkadaşlarımla ya da tek başıma alışverişe çıkıyorum. Misal Zeynep arkadaşımla Mango maceramız taş çatlasın (ki çatlamaz) maksimum 15 dakikadır ki bu dakikalar içinde 3-5 paça kıyafet almışlığımız vardır:) ayrıca bugüne kadar kimseye ödetmemişimdir..

    Ama dediğin gibi Mangonun bir köşesinde melül melül oturmuş kadınların ayaklarına doğru dalmış gitmiş(bakışlarından saatlerdir orda durduğu belli olan) erkekler de yok değil. He yine dediğin gibi kasada eli dolu dolu bir şekilde bekleyen versiyonşarı da var bunların. Sonra en goldundan kredi kartıyla ödüyorlar doğru. Ödemesinler kardeşim!
    Bununla birlikte bazı erkek arkadaşlarım varki Mango, Zara gibi yerlere girmekten büyük keyif alıyorlar. Yani genellemenin içinde olmayanlar da var. Ama bence bunların ordaki kokoş kızlarla gözgöze gelmek umudu var 🙂

  • Yazını okurken Mango’da bir elinde çanta bir elinde sıcaktan ve sıkıntından çıkardığı kocaman montunu tutan erkekleri hayal ettim bi anda.
    Hatta zamanında sevgilisi ve kardeşi ile alışverişe çıkma hatasına düşen, Mango’dan çığlık atarak kaçan abimi de hatırlattı. (Evet yaşanmış bir hikayedir.)

Cemal Alp Solak

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri 2004 Mezunu, Eski Gazeteci, blogger, iletişim ve dijital pazarlama uzmanı... PHP ve WordPress sevdiği konular...