Listen Radio Groove Mix

Sultanahmet Köftecisi’nde isim var ama!

Merhaba herkese, Bundan böyle bu köşeden sizlere tüketirken başıma gelen iyi ya da kötü deneyimlerimi paylaşacağım. İyi olanı alkışlayacağım ama kötü olana da fena halde çakacağım. İlk kurban ise Tarihi Sultanahmet Köftecisi... Efendim ben bu köfteciye yaklaşık 2 hafta önce uğradım.

Merhaba herkese, bugün Sultanahmet Köftecisi ile ilgili yazıyorum.

Bundan böyle bu köşeden sizlere tüketirken başıma gelen iyi ya da kötü deneyimlerimi paylaşacağım. İyi olanı alkışlayacağım ama kötü olana da fena halde çakacağım. İlk kurban ise Tarihi Sultanahmet Köftecisi… Efendim ben bu köfteciye yaklaşık 2 hafta önce uğradım.

Kız arkadaşımla Sultanahmet civarını turladıktan sonra haliyle karnımız acıktı. Meydandan yürürken Tarihi Sultanahmet Köftecisi‘ni gördük ve benim bir anda canım çekti… “Gel hadi yiyelim” dedim.

Kapıdan girerken koca puntolarla “Kredi kartı geçerlidir” yazısı gözüme çarptı ve hemen içeri girdik… Kapıyı bir adam açtı ve ben kendisine kapıyı açarken “Orijinal burası mı?” diye sual ettim. Kendisi “Evvet, efendim buyrun” deyince biz de buyurduk tabii…

Tarihi Sultanahmet Köftecisi
Tarihi Sultanahmet Köftecisi

Ancak içeri girince bir tuhaflık olduğunu sezdik, birincisi içeride in-cin tek kale maç yapıyordu, üstüne üstlük mekana daha önce gitmiş olduğumuzdan dolayı tamamen farklı bir yer olduğunu anlamak çok zor değildi. Haliyle çıkmaya karar verdik ve ben çıkarken “Bir dahaki sefer görüşmek üzere” dedim.

Sonra ver elini biraz ilerideki orijinal Sultanahmet Köftecisi’ne… Girer girmez kapıda “Kredi kartı geçerli değildir” yazısını okuyunca ay sonu olmasından dolayı az parası olan insanlar olduğumuzdan dolayı bir şok yaşadık. (Vukuat 1.)

“Neyse” dedik canımız çekmiş, nakit öder yeriz…

Sonra oturduk ve siparişi verdik… Kız arkadaşım sipariş verirken “Ekmek arası yapıyor musunuz?” diye sordu. Ancak garsonumuz “Hayır efendim, sadece dışarı servislerde yarım ekmek veriyoruz” dedi… (Vukuat 2)

Kısa bir süre şoke olan kız arkadaşım hemen ardından kendini toparlayıp yarım porsiyon köfte istedi. Ve siparişimizi sonunda verebildik: 1.5 porsiyon köfte ve 1 ayran…

Siparişlerimiz kısa sürede geldi, hızlı servis en azından hoşumuza gitmişti, ancak köftenin olmazsa olması acı sos tabaklarda ya da masanın görüş mesafesinde yer almıyordu. Bilmesek böyle bir sos olduğunu, o zaman acı sos olmadan yerdik elbette köftelerimizi, ancak çok iyi biliyorduk ki her köftecide mutlaka köftenin yanında bir acı sos vardır. Ben hemen “Acı sosu yok muydu bunun?” diye garsona sordum, o da “Getiriyorum efendim” deyip gitti bir yerden aldı ve tabağıma bocaladı. İlk başta cimriydi ancak ben “Koy koy elini korkak alıştırma” dedikçe o da daha fazla koydu tabağıma. Sonunda istediğimiz sosu elde edebilmiştik. (Vukuat 3)

Köfteler bittikten sonra canımız çay çekti, garson tabaklarımızı toplarken “Çay var mı?” diye kendisine sordum. O da “Çayımız yok efendim” dedi. Biz birçok yerde olan şirketten çay uygulaması şöyle dursun, paramızla çay almaya razıydık halbuki…  (Vukuat 4)

Biz de kaderimize küsüp hesabı istedik… Hesap geldikten sonra da nakit olarak ödememizi yapıp kalkışa geçtik. Kalkarken ben garsonun yanına gidip “Kredi kartı geçmiyor ve çay yok, bundan dolayı şikayetçiyim” dedim o da sadece yoğunluktan dolayı bunu yapamadıklarını belirtti. Neyse…

Gelelim bu vak’adan çıkaracağımız derslere:

  1. Meşhur olan yerler, meşhur olmalarını ve her zaman dolu olmalarını fırsat bilip arsızlaşıyor. “Biz ne yaparsak yapalım nasıl olsa satıyoruz” mantığından olsa gerek, müşterileri bir süre sonra önemsememeye başlıyor.
  2. Ne yaparlarsa yapsınlar masaları her zaman dolu olduğundan ve müşterinin biri gidip biri geldiğinden olsa gerek masada bulunması gereken standart malzemeleri (acı biber, acı sos vesaire) gizli bir köşede saklayıp ne kadar az tüketilirse o kadar kâr sağlarız mantığına bürünebiliyorlar.
  3. Günlük ciroları oldukça fazla olduğu için bu devirde neredeyse sakız aldığınız mahalle bakkalında bile olan kredi kartı uygulamasına ihtiyaç duymayabiliyorlar. Kısaca ben zaten satış yapıyorum bana cebinde parası olan gelsin mantığını yürütüyorlar.
  4. Duvarlara ünlü fotoğrafları asmanın, kaliteli ve iyi hizmet sunduklarını ispatlamak için yeterli olduğunu düşünüyorlar.
  5. Müşteriyle mümkün olduğu kadar az ilişki ve samimiyet kurup yemeklerini yedirip biran evvel postalamayı düşünüyorlar. Çünkü yeni müşteriler hemen gelebilir.
  6. Müşteri memnuniyeti artık onlar için bir şey ifade etmediğinden bir çay ikramını bile fazla görüyorlar.
  7. Buradan çıkaracağımız en büyük ders ise sırf adı var diye böyle yerlere gitmektense, seninle ilgilenen, saygı gösteren ve bir işletmenin en büyük değeri müşterisidir mantığını yitirmemiş müesseseleri tercih etmeli ve bizi göz göre kökleyen bu tarz mekanlardan uzak durmamız olsa gerek.

Evet, yeni köşemizin ilk yazısı Tarihi Sultanahmet Köftecisi hakkındaydı… Bundan böyle her konuda tüketirken, kızdığım ve beğendiklerimi yazmaya devam edeceğim… Ve sen Sultanahmet Köftecisi’nin yetkilisi, eğer bir gün bu yazıyı okursan ve de aklın başına gelirse bana e-posta gönder, o zaman gelir bir daha denerim.

Sevgiler…

8 yorum

Bir Yorum Yazın

  • ah be coco gitmeden önce söyleseydin ya bana. sen haftaya gel benim konuğum ol. sultan ahmet köftecisinin yetkilisi olarak çayın da benden:)

  • Alpakam başına gelenler hiç büyük şeyler değil bence, hatta ben bahsettiğin tarz şeyleri gayet normal ve kabul edilir sayıyorum. Neden mi? Çünkü çok çok daha iticileri ve hakiki manada iğrençleriyle o kadar çok muhattap oluyoruz ki. İstanbul’un her semtinde bu tarz iğrenç davranışlı mekanlar bolca mevcut. Senin bahsettiğin yerde adamlar en azından dürüst davranmış, yalan yok sahtekarlık yok. Ve de kabalık yapmamışlar. Arsız haller, dik dik bakışlar, ters konuşmalar, ezik ukalalıklar, kazık girşimleri vs dolu milyon yer var. Böyle durumlarda, lise yıllarından beri tepkimi o mekana bir daha gitmeyerek gösteriyorum; ancak maalesef vatandaşlarımızın çoğu “sözde sorumlu özde hedonist” olduğu için o anın keyfiyle hareket edip “ben gitmesem noolcak sanki, bari keyfine varayım” diyip bu tarz yerleri ödüllendirmeye devam ediyorlar. Herkes bunlara karşı belli bir tavır alabilseydi en azından hizmet sektöründeki paralı kırolarımız, eli iki para tutmuş sonradan görme magandalarımız hadlerini bilmeyi öğrenirlerdi. Ama nerdeee?

  • selam bizim kendimize ait hür sultabahmet köftecisi adında küçük bir işletmemiz var şu tarihi selim ustanın yaptıklarını duymuştum no kredi kart olayını falan isterseniz köftenin tadını gelin birde bizde deneyin derim açık bahcede çay servisimiz ücretsizdir eminim ok memnun kalacaksınız. bizim milletimiz oranın aslında orjinal olduğunu zannediyor ama aslında yanılıyorlar çekilen köftenin kıyması bile 2, sınıf adamlar isim yapmış bu sayede müşteri kazanıyorlar neyse kısacası köftenin tadini birde bizimle dneyin derim yerimiz bağcılarda buyrun beklerim salıcakla kalın

  • slm arkadaslar tahtakale yi istanbulda yasayan herkes bilir.bakin orada bir kofteci var sanirim adi tarihi ozkan koftecisi.gecenlerde nisanlim ile sultan hamam meydaninda alis veris yaparken karnimiz acikti dolasa dolasa tahtakaleye varmisiz.neyse dikkatimizi cekti baktik kofteci kurulus 1960 yaziyo merak ettik girdik iceri icerisi fazla buyuk bir yer deil ama inanin bana koftesi mukemmel.hatta irmik helvasi istedi bir musteri kalmadi dediler.ben sahsen memnun kaldim olurda yolunuz duserse bir ugrayin.ben her zaman karsiyimdir yarim porsiyon istemeye zaten sordum yarim porsiyon veremiyoruz dediler bencde dogrusu bu zaten tipik bir esnaf lokantasi kofte porsiyon 6.50 tavuk sis 6.50 kuzu sis 8.50 etler afyon tokat ve sivas yorelerinden geliyormus.tavuk ise banvit.ben memnun kaldim umarim sizinde bir gun yolunuz duser sizde memnun kalirsiniz
    saygilar

  • Alp Bey ben Sultanahmet Koftecisi’nin yıllardır devamlı müşterisiyim.Bu zamana kadar tek bir şikayetim olmadı,bence sizin şikayetlerinizde oldukça yersiz.O müessese 1920 yılından beri aynı sekilde servis yapmakta gerek ürünleri gerekse hizmeti hatta ve hatta kredi kartı kullanımı dahi yıllardır degismemistir.Siz bu müesseseye daha önce gitmiş biri olarak bu şikayetlerde bulunuyorsanız oranın temel degerlerinden ve niteliklerinden habersizsiniz demektir.Sizden ricam lütfen kısa zamanda bir kez daha gitmeniz ve onyargisiz bir tutumla yaklaşmanız.Son olarakta tekrardan bu müessenin 1920 yılından günümüze kadar gelmiş bir lezzet mirası olduğunu hatırlatırım.

  • Merhaba, isminizi belirtmemişsiniz o sebeple size isminizle hitap edemiyorum, lütfen kurusa bakmayın…

    Öncelikle değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Şunu belirtmek isterim ki, ben Sultanahmet Köftecisi’ni severim ve köftesini de çok lezzetli bulurum. Beğenmediğim tarafı verilen hizmetle ilgili… Eğer bir müessese “ben çok ünlü oldum”, “nasıl olsa müşterilerim geliyor” mantığıyla hareket ederek hizmet kalitesini ikinci plana atarsa orada sıkıntı var demektir. Ayrıca müesseseler çağın yeniliklerine, şartlarına ayak uydurmak zorundadırlar. 1920’lerde kredi kartı elbette yoktu ama artık günümüzde bakkalda bile var. Bir kredi kartı makinesi koymak hizmet kalitesini azaltmaz aksine cebinde nakit parası olmayan, banka kartı ve kredi kartı kullanan kişilere de önem göstermek anlamına gelir.

    Elbette ben Sultanahmet Köftecisi’ne yine gideceğim, yiyeceğim. Yazımda onlara biraz tavsiylerde bulunmak istedim. Sonuçta müşterilerden gelen yorumların, son derece değerli ve önemli olduğunu sadece biz değil, müesseseler de artık anlamalı… Bu eleştirileri de dikkate alarak zaman içindi belirli düzeltme ve iyileştirmeleri yapmalı…

    Son olarak elbette tarihi miraslarımıza, kültürel değerlerimize önem verdiğimi, bu önemden yola çıkarak bu yazıyı kaleme aldığımı da belirtmeliyim.

    Vaktinizi ayırarak yazımı okuduğunuz ve değerli yorumunuzu bıraktığınız için de tekrar teşekkür ederim.

    Saygılarımla,
    Alp Solak

  • büyük adadaki sultan ahmet köftecisine gittiğimde garsoniyer parası aldılar. ben hakkımı helal etmem.bilmem nerelerinden çıkar bilemem

Cemal Alp Solak

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri 2004 Mezunu, Eski Gazeteci, blogger, iletişim ve dijital pazarlama uzmanı... PHP ve WordPress sevdiği konular...