Evet günlük,
Bugün itibariyle bir iş haftasını daha geride bırakmış bulunuyorum. Önümde 2 gün izin var. Yapacak işler var. Yorgunum. Bu hafta yordu beni. Ama tatlı bir yorgunluktu.
Çok güldüm, eğlendim. Dostlarımla vakit geçirdim. Sevdiklerimle oldum. İnsanın hayatında böyle dostlar olması güzel günlük. Senin tek dostun ben olsam da, biliyorum ki asla ben seni bırakmayacağım ve yaşadıkça sana yazacağım. Söz.
Günün notlarını mı istiyorsun. Paşa masajı görüntülerimi bir TV programı istedi. Şimdi açıklayamam sana hangisi olduğunu. Haberci sorumluluğunda CD’ye çekip verdim. Zaten bir tane temsili foto kullanacaklar herhalde. Onlar çekememişler hamamın içinde kamerayla yine imdada ben yetiştim.
Yine enterasan bir haber yapmaya çalışıyorum. Yarın onu araştıracağım. Bomba bir şey patlatmalıyım. Bu arada günlük, gazeteci bence sanatçı gibidir. Haber de bir sanattır. İyi haber okunur, kötü haber sıkar. Hayat devam ettiği sürece, haberde, haberci de olacak. Önemli olan iyisi olabilmek.
Neyse, işten sonra ev, duş, kahve, çay, sigara içmeden oturmaya kasma ve TV izleyerek geçti saatler. Şu an yine TV açık ve Ali Kırca’nın ‘Siyaset Meydanı’ var. Geçen hafta yayınlanan Orhan Boran ve Halit Kıvançlı programın tekrarı. İki efsane o kadar keyifli anlatıyor ki geçmişi, ben de o yıllarda yaşamak istedim. Tabi o yıllarda Türkiye belki bundan daha karışıktı. Ama yine de bugünkü medya ve kalitesizlik olmadığı kesin.
Bu hafta uyku düzenim pek iyi değildi. Beğenmedim. Kaç gündür az uyuduğum için bugün sanki çok yorgunum. Yatsam mı, yoksa bir şeylerle mi uğraşsam kararsızım. Saat şu an 01.16.
Sonuç da yatsam da yatmasam da sana daha fazla yazmayacağım. Tabiatta senin gibi iyi bir dinleyici olması güzel.
Her ne kadar kilobyte’lardan oluşan bir varlık olsan da…
Yarın görüşürüz,
Hoşça kal,
Alp…
Yorum ekle