(Yıl 2004, üniden mezun olmak üzereyim…)
5 yıl önce Bilgi Üniversitesi’nin Sıraselviler’deki hazırlık binasının kapısından içeri ilk girdiğimde, “Hayatımın 5 yılını daha öğrenci olarak geçireceğim” diye hayıflanmıştım. O zamanlar 5 yıl gözümde sonu bir türlü gelmeyecek bir süre ve üniversite bana eli yüzü düzgün bir iş bulmak için bir araç olmaktan başka birşey ifade etmeyen bir kavramdı. Gerçekten, hazırlık bir üniversitede okumaktan çok bir askeri eğitim kampı gibi gelmişti bana.
Fakat, bu evreyi kazasız belasız atlatıp Medya ve İletişim Sistemleri bölümüne başlayınca üniversite ve üniversiteli olmak kavramlarıda yavaş yavaş beynimde şekillenmeye başladı. Bugün üniversite için bir yorum yapmam istense şu cevabı veririm: “Üniversite siz onu sevip, gerekli ilgiyi gösterdiğiniz sürece sizi asla üzmeyen, eğiten, yönlendiren, geleceğe hazırlayan ama kesinlikle bir anlık bile boşlanmaya tahamülü olmayan bir dosttur. Evet, Bilgi Üniversitesi’nde geçirdiğim 5 yıl, bana üniversitenin, üniversiteli olmayı kavramaktan geçtiğini öğretti. Ve şu an geri dönüp baktığımda aynen şu cümleleri sarfediyorum, “Ne çabuk geçtin be 5 yıl.”
Şimdi bu 5 yıllık birikimimizi, hayata dökme zamanı geldi. Şu an elinizde tuttuğunuz dergi, sadece sizi bilgilendirecek mesajları içermiyor. Aynı zamanda, bizim için profesyonel hayata başlamadan önce kendimizi test edip rötuşleyebileceğimiz eşsiz bir fırsat niteliğinde. Bu yüzden, sizlerden gelecek eleştiri ve yorumlar bizim için son derece önemli.
Dergiyi hazırlarken, bir tema etrafında dolaşan bir dergi yapmak istemedik. Bunun yerine, herkesin ilgisi çekebilecek türden haberlerin olduğu geniş kapsamlı bir dergi hazırlama fikri daha cazip geldi. Dosya bölümümüz de Cem Reha DEMİR, ‘Holiganizm’ konusunu, Mert DOĞUER günümüzde teknoloji çağında gittikçe daha çok tartışılan ‘Sanal Kimlikler’i, Hande KILIÇ, konservatuar eğitimine yeni soluk getiren ‘Alternatif Sanat Okulları’nı, Sema TOPALOĞLU, şu sıralarda çıkan yeni yasayla gündem de bir hayli yer eden, ‘Korsan Yayınlar’ı, Ali Kemal SEVİNÇ özellikle Körfez Savaşı’nda Amerikan ordusunun kullanmasıyla hafızalara kazınan ‘Hummer Cip’ konusunu işledi. Tarihi haber köşemizde, Özlem ŞAHİN, 1920’lere damgasını vuran ‘Nüfüs Mübadelesi’ konusuna değindi. Müzik sayfalarımız da Batu ÖRÇAL, ‘Alternatif Rock Grupları’na parmak basarken, bendeniz de şu sıralar çok tartışılan ‘Pöpüler Müzik’ kavramını tartışdım. Tanıtım bölümün de, Gülüz GÜLSEVER, Diyarbakır Sanat Merkezi’ni, Burak ÇIDAMAL da Avrupa’da yaşaması en güzel şehirlerden biri olan Prag’ı işliyor. Prag’ı görmediyseniz bir göz atın derim.
Umarım keyifle okuyabileceğiniz bir dergi ortaya çıkarabilmişizdir. Her türlü eleştri ve yorumunuzu beklediğimizi tekrar belirtip bir daha görüşünceye kadar, önce sağlıklı sonra mutlu ve başarılı bir dönem geçirmenizi dilerim.
SEVGİYLE KALIN,
Cemal Alp SOLAK
Not: Üniversite bitirme projesi olarak çıkarttığımız dergi için yazmış olduğum ‘editörden’ yazısı…
Yorum ekle