Listen Radio Groove Mix

Mevlana’nın kedisi yasından 1 haftada ölmüş…

Konya’daki Mevlana Müzesi’nin Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı, Mevlana’nın hayatını kaybettikten sonra çok sevdiği kedisinin de, yemeden içmeden kesilerek bir hafta içinde öldüğünü ve kedinin de türbe civarında bir yere gömüldüğünü söyledi.

Kedinin gömüldüğü yerin belli olmadığını ifade eden Naci Bakırcı, ziyaretçilerin Mevlana’nın sandukasının hemen yanındaki küçük sandukanın kediye ait olduğunu sandığını söyledi. Artan iddialar üzerine küçük sanduka hakkında inceleme yaptıklarını söyleyen Bakırcı, “Sandukanın üzerindeki yazıları okuduk. Selçuklu döneminden bir devlet adamının sandukası olduğu ortaya çıktı” dedi.

Mevlana Müzesi Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı, Mevlana’nın kedisinin gelini Fatma Hatun ve kızı tarafından türbe civarında bir yere gömüldüğü konusunda bilgiler olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “1950’li yıllarında müzenin müdürlüğünü yapan Mehmet Önder Bey, Üçler Mezarlığı’nda gezerken küçük sandukayı bulmuş. ‘Kaybolmasın’ diye müzeye getirmiş ve diğer sandukaların arasına koymuş. Bu sanduka bir kedi sandukası değildir. İslami geleneklere göre sandukalar, insanlar için yapılır. Kedinin gömüldüğü yer belli değil” dedi.

Mevlana Kimdir?

Mevlana Celalettini Rumi, 30 Eylül 1207 yılında bugünkü Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi’nin Belh şehrinde doğdu.
Mevlana’nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında `Bilginlerin Sultanı’ unvanını almış olan Hüseyin Hatibi’nin oğlu Bahaeddin Veled’dir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin’in kızı Mümine Hatun’dur.

Mevlana 1225 yılında Şerefeddin Lala’nın kızı Gevher Hatun ile Karaman’da evlendi. Bu evlilikten Mevlana’nın Sultan Veled ve Alaeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu.

Selçuklu devleti hükümdarı Alaeddin Keykubad’ın daveti üzerine Sultanü’I-Ulema Bahaeddin Veled ve ailesi 3 Mayıs 1228 yılında Konya’ya yerleşti. Sultanü’I-Ulema ölünce, talebeleri ve müritleri bu defa Mevlana’nın çevresinde toplandı. Mevlana’yı babasının tek varisi olarak gördüler. Mevlana, büyük bir ilim ve din bilgini olduktan sonra, İplikçi Medresesi’nde vaazlar vermeye başladı.
Yaşamını ‘hamdım, piştim, yandım’ sözleri ile özetleyen Mevlana, 17 Aralık 1273 Pazar günü hayatını kaybetti. Mevlana, ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah’ına kavuşacaktı. Onun için Mevlana ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen ‘Şeb-i Arus’ dedi ve dostlarına ölümünün ardından “ah-ah, vah-vah edip ağlamayın” diyerek vasiyette bulundu.

Yorum ekle

Bir Yorum Yazın

Cemal Alp Solak

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri 2004 Mezunu, Eski Gazeteci, blogger, iletişim ve dijital pazarlama uzmanı... PHP ve WordPress sevdiği konular...